1 Eylül 2007 Cumartesi

Balat N˚: 160, 162, 164, 166’da zaman...

Balat Kapusundan girdim içeri
Güzeller oturmuş iki keçeli
Yalvarırım, yakarırım almaz içeri
Ande.. ande.. Vamoz Balat’a

Çok oldu mu buradan yarim geçeli
Ben onu görmedim, o beni gördü
Poraki, poraki vamoz poraki

Bu mısralar, Karagöz-Hacivat ve orta oyununun toplum yaşamının en önemli eğlence unsurlarından olduğu zamanlarda, Yahudi bezirgân tiplemesinin hayal perdesine veya oyun yerine çıkarken Karagöz’de perde arkasındaki sanatkâr, orta oyununda da diğer bütün oyuncular tarafından bir ağızdan söylenen, güftesi ve bestesi bütün İstanbul halkı tarafından ezberlenmiş, çok sevilen “Kaminamoz elde aki yo kero poraki” isimli şarkısına aittir.

Karagöz-Hacivat şarkısında bahsi geçen Balat, 1660 Ayazma Kapısı yangını sonrası Hasköy ile birlikte Musevilere yeni yerleşim yeri olarak gösterilir.

5 Temmuz 1725 tarihinde Selmiye, kiracısı olduğu yahudhânenin yarı hissesini Yudga’ya bırakır. Bu tarihten sonra arsa ve yahudhâne pek çok kez el değiştirir. 16 Şubat 1755 tarihinde daha sonraları Balat ile Hasköy arasında çalışan kayıkların iskelesi olan yandaki kayıkhâne de bu arsaya eklenir. O döneme ait bir çocuk tekerlemesinin: 
"Kayıkçı Balat’a / pişkadikos de la mar / cup cup! / A la mar!
Kayıkçı Balat’a / denizin küçük balıkları / haydi denize!..."
mısralarında Balat’ın kayıkçılarına rastlarız.

23 Ağustos 1758’deki Balat yangınında yahudhâne ve kayıkhâne yanar. 3 Ekim 1780’de arsayı Hoca Musa’dan alan Evram buraya bir konak yaptırır. Bu konak da 1815’de yanar. Son olarak 22 Mart 1865’de arsa ve yeni yapılan yahudhâne Yako’ya geçer.

Bu noktada 18 Ekim 1766’ya geri dönerek yan arsanın kısa bir tarihine bakarsak bu tarihte Gümüşhaneci Hayem, bina ve arsanın yarısını Haham Menahim’in oğlu Aslan’a bırakır. Bu arsa ve bina da pek çok kez el değiştirerek 22 Temmuz 1838’de yan arsanın sahibi Yako’ya geçer.

Yako 18 Eylül 1894’de tek arsa haline gelmiş olan bu iki arsayı Akıl Hastahaneleri doktoru ve Musevi milletinin hastahanesi başkanı Avram Kastro Bey’e 50.000 kuruş bedel karşılığında bırakır. 16 Şubat 1896 tarihli bir fermanla II. Abdülhamid, Musevi milletinin hastalarını tedavi için yapılması istenen hastahanenin inşasına izin verir.

24 Temmuz 1896 tarihinde Avram Kastro hastahane inşaatı yapılması kaydıyla sahibi olduğu arsaları bağışlar. 10 Mayıs 1896’da hastahanenin temeli atılır ve ünlü mimar Gabriel Tedeschi başkanlığındaki ekip inşaat çalışmalarına başlar.

27 Aralık 1898 tarihinde Avram Kastro Bey 162 ve 164 no’lu yan arsaları da satın aldıktan sonra, tasarladıkları büyüklükteki bir hastahane için yandaki 160 no’lu bir kapı yahudhâneyi de almaya karar verir. 2 Mart 1899’da 160 no’lu arsayı Avram Kastro’nun eşi Madam Amelya Kastro 30.000 kuruş bedel karşılığında satın alır. 22 Nisan 1911 tarihinde Kastrolar sahibi oldukları arsalarla hiçbir ilişiklerinin olmadığını, Or Ahaim Hastahanesi’nin tedarik ettiği paralarla hastahane adına kendi isimleriyle bu işleri yürüttüklerini belirterek; tüm haklarından vazgeçerler. Günümüzde Or Ahaim Hastahanesi’nin yer aldığı arsalar böylece biraraya gelmiş olur.

Dünyada güneşin en güzel battığı yerdir derler Haliç için oysa bilmezler ki orada hayatın ışığı hiç sönmez...